Yannis Vasilis Yaylali
Sümela Manastırı, Trabzon'un Maçka ilçesinde, Altındere Vadisi'nde yer alan tarihi ve kültürel bir hazinedir. MS 4. yüzyılda Atinalı benler Barnabas ve Sophronios tarafından saklanan rivayet edilen bu prosedür, Ortodoks Hıristiyanlar için önemli bir inanç merkezi olarak kabul edilir.
“Meryem Ana Manastırı” olarak da bilinen Sümela, özellikle Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü olan 15 Ağustos'ta düzenlenen ayinlerle dikkat çeker. Bu ayinler, özellikle Pontos Rumları için derin bir dini ve kültürel anlam taşır [1].
Sümela Manastırı’nın Tarihi ve Dini Önemi
Sümela Manastırı, Karadağ’ın sarp yamacında, deniz seviyesinden yaklaşık 1.200 metre yükseklikte, doğal bir mağaranın üzerine inşa edilmiştir. Rivayete göre, manastırın kuruluşu, Meryem Ana’ya adanmış bir ikona etrafında şekillenmiştir. Atinalı iki rahibin rüyasında Meryem Ana’nın yönlendirmesiyle bu ikonayı bulmaları, manastırın kutsal bir merkez haline gelmesine yol açmıştır [2]. Bizans döneminde, özellikle Trabzon Rum İmparatorluğu’nun (1204-1461) himayesinde, manastır dini ve kültürel açıdan en parlak dönemlerini yaşamıştır. Dillerinden Osmanlı'yı düşürmeyen hükümet yetkililerinin Osmanlı'nın kötü yönlerini kendilerine örnek almayı bırakıp Osmanlı döneminde de Sümela manastırı için yaptıklarını örnek almalılar. Osmanlı döneminde dahi Sümela Manastırı padişah fermanlarıyla koruma altına alınmış, hatta II. Beyazıt, Yavuz Sultan Selim ve III. Ahmet gibi padişahlar tarafından hediyelerle desteklenmiştir [3].
Manastır, Ortodoks Hristiyanlar için Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olan 15 Ağustos’ta hac merkezi olarak önem kazanmıştır. Bu tarih, Hristiyan inancına göre Meryem Ana’nın bedenen ve ruhen göğe yükseldiği kutsal bir gün olarak kabul edilir [4]. Yüzyıllar boyunca, sadece Hristiyanlar değil, Müslüman ziyaretçiler de şifa umuduyla manastırı ziyaret etmiştir, bu da manastırın çok kültürlü bir buluşma noktası olduğunu göstermektedir [5].
Meryem Ana Yortusu ve Pontos Rumları İçin Anlamı
Meryem Ana Yortusu, Ortodoks Hristiyanlar tarafından 15 Ağustos’ta, 15 günlük oruç döneminin ardından kutlanır. Sümela Manastırı, bu yortunun kutlanması için en önemli merkezlerden biridir. Özellikle Pontos Rumları için bu ayin, yalnızca dini bir ibadet değil, aynı zamanda kültürel kimliklerinin ve tarihsel bağlarının yeniden canlandırılması açısından hayati bir öneme sahiptir. Pontos Rumları, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ve 1923 Lozan Mübadelesi sürecinde Pontos'dan (Karadeniz) Yunanistan’a göç etmek zorunda bırakılmıştır [6]. Sümela Manastırı, onların atalarının yaşadığı topraklarda bir manevi merkez olarak görülür ve Meryem Ana Yortusu, bu topluluğun geçmişle bağ kurmasını sağlayan bir köprü işlevi görür [7].
Pontos Rumları için Sümela Manastırı, sadece dini bir mekan değil, aynı zamanda Pontos kültürünün sembolüdür. Manastır, tarih boyunca Pontos Rumlarının dini ve sosyal hayatında merkezi bir rol oynamış, topluluğun bir araya geldiği, geleneklerini sürdürdüğü ve kimliklerini pekiştirdiği bir yer olmuştur [8]. 15 Ağustos ayinleri, bu topluluk için bir hac yolculuğu niteliğindedir; Yunanistan’daki Pontos Rum diasporası, bu tarihte Sümela’ya gelerek atalarının mirasına sahip çıkmayı ve kültürel köklerini yeniden canlandırmayı amaçlar [9]. Ayinler, Pontos Rumlarının tarihsel anlatılarında ve folklorunda da önemli bir yer tutar; manastır, Pontos şarkılarında, hikayelerinde ve hatıralarında sıkça anılır [10]. Bu nedenle, Sümela’daki Meryem Ana Yortusu, Pontos Rumları için hem dini bir vecibe hem de kültürel bir direniş ve kimlik ifadesi olarak değerlendirilir [11].
Modern Dönemdeki Ayinler
1923 Lozan Mübadelesi sonrası manastırın boşaltılması ve 20. yüzyıl boyunca define avcılarının tahribatına uğraması, buradaki dini faaliyetleri sekteye uğratmıştır. 1931 yılında, Mustafa Kemal'in onayıyla, manastırın kutsal emanetlerinin Yunanistan’a götürülmesine izin verilmesi, Türkiye’nin fazlaca görülmeyen 'hoşgörü' tutumunun bir örneği olarak dikkat çeker [12]. Ancak, bu olaydan sonra manastır uzun yıllar dini işlevini yitirmiştir.
2010 yılında, 88 yıllık bir aradan sonra, Ekumenik (Fener Rum ) Patrik Bartholomeos’un yönetiminde ilk ayin gerçekleştirilmiş ve bu, inanç özgürlüğü açısından önemli bir adım olarak görülmüştür [13]. 2010’dan bu yana, Meryem Ana Yortusu ayinleri genellikle devlet izniyle düzenlenmektedir. Örneğin, 2023 yılında 10’uncusu gerçekleştirilen ayin, yaklaşık 350 kişinin katılımıyla sorunsuz tamamlanmıştır [14]. Ancak, 2024’te ayin, ırkçı çevrelerin provokasyonları nedeniyle 15 Ağustos’tan 23 Ağustos’a ertelenmiştir [15]. Ekumenik Patrik Bartholomeos, bu ayinlerde dünya barışı için dua edildiğini ve Trabzon halkının misafirperverliğinden duyulan memnuniyeti sıkça dile getirmiştir [16]. Bununla birlikte, ayinlerin düzenlenmesi her zaman kolay olmamıştır.
İnanç Özgürlüğü ve Türkiye’nin Tutumu
Türkiye, çok kültürlü ve çok dinli bir geçmişe sahip olmasına rağmen, inanç özgürlüğü konusunda zaman zaman tartışmalar yaşamaktadır. Sümela Manastırı’nda Meryem Ana Yortusu ayinlerinin düzenlenmesi, bu bağlamda önemli bir sınav olarak değerlendirilebilir. 2010 yılında ayinlere izin verilmesi, Türkiye’nin dini azınlıkların ibadet özgürlüğüne saygı gösterme yönünde attığı bir adım olarak uluslararası alanda olumlu karşılanmıştır [17]. Ancak, izin süreçlerinde yaşanan aksamalar ve bazı yıllarda izinlerin gecikmesi, bürokratik engellerin veya siyasi baskıların varlığına işaret eder. Örneğin, 2024’te Patrikhane’nin ayin için yaptığı başvuruya 13 Ağustos itibarıyla yanıt alamaması, bu konuda tutarlı bir politikanın olmadığını göstermiştir [18]. Maalesef bu sene de benzer şeylerin yaşandığını görüyoruz. Sümela Manastırı’nda yapılması düşürülen Meryem Ana Yortusu ayini için Patrikhane 13 Ağustos’ta yaptığı başvuruya hala cevap alamadı.
Türkiye’nin Sümela Manastırı’ndaki ayinlere yaklaşımı, sürekli dillerinden düşürmedikleri 'hoşgörü' söylemine de turnusol olduğunu hatırlatmak isterim. Sürekli geçmişe atıfta bulunan şu an ki hükümetin, Osmanlı dönemini uygulamalarına bir kere daha göz atması gerekir. Osmanlı'nın, padişahların Sümela Manastırı’nı korumak için fermanlar çıkarması ve bakımına destek olduğunu unutmamalı, hoşgörü söz ile değil yaptığınız icraat ile ölçülür[19]. Pontos Soykırımı'nı gerçekleştiren Cumhuriyet'in tek partili döneminde bile, 1931 yılında Mustafa Kemal'in ’in onayı ile kutsal emanetlerin Yunanistan’a gönderilmesi yine hoşgörü adına atılmış bir adım olarak değerlendirilebilir [20]. Türkiye Devleti'nin, hükümetinin bu ikircilikli, içten pazarlıkcı yaklaşımı bazı siyasi grupların bu tür ayinlere yönelik provokasyonlarını cesaretlendirirken, inanç özgürlüğü tartışmalarını da alevlendirmektedir. İYİ Parti ve Yeniden Refah Partisi gibi gruplar, ayinlerin Lozan Antlaşması’na aykırı olduğunu veya milli hassasiyetlere zarar verdiğini öne sürmüştür [21]. Bu tepkiler, genellikle tarihsel bağlamdan yoksun ve siyasi motivasyonla yapıldığı değerlendirilmektedir.
Pontoslu Aktivistlerin Karşılaştığı Engeller
Sümela Manastırı’ndaki Meryem Ana Yortusu ayinleri, Pontos Rumları için derin bir anlam taşırken, Yunanistan’dan gelen bazı Pontoslu aktivistlerin Türkiye’ye girişi “ulusal güvenlik” gerekçesiyle engellenmiştir. Bu durum, inanç özgürlüğü tartışmalarını daha da karmaşık hale getirmiştir. Örneğin, 2015 yılında, Yunanistan’dan gelen bazı Pontoslu aktivistlerin, ayinlere katılmak için Trabzon’a giriş yapmaları Türk makamları tarafından engellenmiştir [22]. Pontoslu aktivistler, Pontos soykırımı için yürüttükleri adalet mücadelesi ile Pontos Soykırımı'nı gündeme getirdikleri için “istenmeyen kişi” ilan edilmiştir. Benzer şekilde, 2019’da, Pontos Rumları için , Pontos Soykırımı için etkinlikler düzenleyen bir derneğin başkanı olan bir aktivistin Türkiye’ye girişine izin verilmemiş, gerekçe olarak ise “kamu düzenini bozma ihtimali” gösterilmiştir [23]. Bu tür engellemeler, genellikle resmi bir açıklama olmadan uygulanmakta ve bu da uluslararası insan hakları örgütleri tarafından eleştirilmektedir. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 2020 yılında yayınladığı bir raporda, Türkiye’nin dini ve kültürel etkinliklere katılımı engelleyen bu tür uygulamalarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9. maddesinde yer alan inanç özgürlüğü ilkesine aykırı olduğunu belirtmiştir [24].
Pontoslu aktivistlere yönelik engellemeler, sadece bireysel hak ihlalleri değil, aynı zamanda toplulukların kültürel ve dini miraslarına erişimlerini kısıtlayan bir politika olarak da değerlendirilmektedir [25]. Bu durum, Türkiye ile Yunanistan arasındaki tarihi gerginliklerin bir yansıması olarak görülse de, inanç özgürlüğü bağlamında evrensel standartlara uygun bir yaklaşım gerektirmektedir [26]. Sümela Manastırı’ndaki ayinlere katılım, Pontos Rumları için sadece dini bir ibadet değil, aynı zamanda kültürel bir kimliğin yeniden canlandırılması olarak algılanmaktadır [27]. Bu nedenle, engellemeler, Pontos Rumlarının Türkiye’deki tarihsel miraslarıyla bağ kurma çabalarını sekteye uğratmaktadır.
Türk Irkçıları Cihat Yaycı ve Ümit Özdağ’ın Provokasyonları
Sümela Manastırı’nda Meryem Ana Yortusu’nun düzenlenmesi, bazı siyasi figürlerin ve Türk ırkçısı çevrelerin provokasyonlarına da sahne olmaktadır. Özellikle emekli Tümamiral Cihat Yaycı ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, ayinlerin düzenlenmesine karşı çıkışlarıyla dikkat çekmiştir. Bu kişiler, ayinleri “Pontus ayini” olarak nitelendirerek, dini bir etkinliği siyasi bir mesele haline getirmiş ve ırkçı söylemlerle kamuoyunu provoke etmeye çalışmıştır [28].
2024 yılında, Cihat Yaycı, Meryem Ana Yortusu öncesinde bir basın toplantısı düzenleyerek, ayinin “Pontus Rumlarının Türkiye’ye karşı bir provokasyonu” olduğunu iddia etmiş ve Trabzonluları Sümela Manastırı önünde nöbet tutmaya çağırarak ayinin engellenmesini talep etmiştir [29]. Yaycı’nın açıklamalarında, “Havra, sinagog Müslümanı Yahudileştirmek, Türkiye’nin bölünmesi için başlatılmış projedir” gibi ırkçı ve antisemit ifadeler kullanması, söylemin ne kadar ayrıştırıcı olduğunu gözler önüne sermiştir [30]. Bu provokasyonlar, ayinin 15 Ağustos’tan 23 Ağustos’a ertelenmesine neden olmuş ve Ekümenik Patrik Bartholomeos’un katılımı olmadan gerçekleştirilmiştir [31].
Benzer şekilde, Ümit Özdağ ve destekçileri, geçmiş yıllarda ayinlerin Trabzon’un fethi ile aynı güne denk geldiğini öne sürerek, bunun “tesadüf olmadığını” iddia eden komplo teorileriyle kamuoyunu etkilemeye çalışmıştır [32]. Ancak, Trabzon’un fethinin 1961’den 2022’ye kadar 26 Ekim’de kutlandığı, 2022’de ise hamasi nedenlerle 15 Ağustos’a alındığı tarihsel bir gerçektir [33]. Özdağ’ın bu söylemleri, İYİ Parti ve Yeniden Refah Partisi gibi diğer siyasi grupların benzer iddialarıyla birleştiğinde, ayinlerin düzenlenmesini zorlaştıran bir atmosfer yaratmıştır [34]. Bu tür ırkçı provokasyonlar, inanç özgürlüğünü kısıtlayıcı bir etki yaratmakta ve dini bir etkinliğin siyasi bir tartışma konusu haline gelmesine neden olmaktadır [35].
Sonuç
Sümela Manastırı, sadece mimari ve tarihi bir miras değil, aynı zamanda inanç özgürlüğünün ve kültürel kimliğin sembolü olarak önem taşır. Meryem Ana Yortusu ayinleri, özellikle Pontos Rumları için dini bir ibadetten öte, tarihsel ve kültürel bağların yeniden canlandırıldığı bir hac yolculuğudur [36]. 2010’dan bu yana ayinlere izin verilmesi olumlu bir adım olsa da, izin süreçlerindeki aksamalar, Pontoslu aktivistlere yönelik engellemeler ve Cihat Yaycı ile Ümit Özdağ gibi figürlerin provokasyonları, inanç özgürlüğü konusunda daha tutarlı bir yaklaşımın gerektiğini göstermektedir [37]. Yukarıda da bahsettiğim gibi Osmanlı'yı dillerinden düşürmeyenler, Osmanlı'nın kötü yanlarını değil, Osmanlı döneminde yapılan iyi şeyleri, Osmanlı'nın bazı dönemlerinde gördüğümüz o hoşgörü tutumunu, günümüzde de örnek almalı. Hatta, Pontos Soykırımı'nı yapmış olan Cumhuriyetin tek partili döneminde bile Sümela Manastırı'na Mustafa Kemal'in yaklaşımı dahi ortadadır.
Sümela Manastırı, Hristiyan ve Müslüman topluluklar arasında bir köprü olarak, farklı inançların ve kültürlerin bir arada yaşama kültürünü güçlendirme potansiyeline sahiptir [38]. Ancak, siyasi provokasyonlar ve engellemeler, bu potansiyeli gölgelemekte ve uluslararası alanda Türkiye’nin inanç özgürlüğüne yönelik taahhütlerine dair soru işaretleri yaratmaktadır [39]. Türkiye’nin, Sümela Manastırı’nda düzenlenen ayinlere yönelik daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Hem ulusal hem de uluslararası alanda hükümetin icraatlarından kaynaklı Türkiye ile ilgili oluşan kötü imaj ortadadır, bu kötü imajin giderilmesi de kendi inanç sistemlerinin dışında kalan inanç sistemlerine, merkezlerine ve ibadetlerine saygı göstermekle ve buna ilişkin ulusal ve uluslararası sözleşmeler ve yasalara saygıdan geçer.[40]. Hoşgörü dediğimiz şey kendi inanç sistemine değil, başkaların inanç sistemine saygı gösterdiğinizde ortaya çıkar. Başkalarının inanç sisteminlerine ibadetlerine, ayinlerine siyasi rehine gibi yaklaşımlara artık bir an önce son verilmelidir. Bu makale vesilesiyle halkımızın ve tüm Ortodoks Hristiyanların Meryem Ana Yortusunu kutluyorum. Bu yıl düzenlenen Meryem Ana Yortusu ayinleri umarım çoğrafyamızın barışına da vesile olur..
Kaynakça
[1] Travelertopia, “Bin Yıllık Sessizlik: Sümela Manastırı’nın Efsaneleri ve Sırları.”
[2] Travelertopia, “Bin Yıllık Sessizlik: Sümela Manastırı’nın Efsaneleri ve Sırları.”
[3] Karar, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[4] Cumhuriyet, “Sümela Manastırı’nda Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü ayini.”
[5] Serbestiyet, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[6] İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “Türkiye’de İnanç Özgürlüğü ve Kültürel Etkinliklere Erişim,” 2020.
[7] HyeTert, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[8] Avlaremoz, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[9] BirGün, “Sümela Manastırı’nda Meryemana Yortusu Ayini yapıldı.”
[10] Ermeni Haber, “Sümela’da Meryem Ana Yortusu kutlaması için başvuru var, yanıt ise yok.”
[11] Travelertopia, “Bin Yıllık Sessizlik: Sümela Manastırı’nın Efsaneleri ve Sırları.”
[12] Serbestiyet, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[13] Cumhuriyet, “Sümela Manastırı’nda Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü ayini.”
[14] BirGün, “Sümela Manastırı’nda Meryemana Yortusu Ayini yapıldı.”
[15] Avlaremoz, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[16] HyeTert, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[17] Cumhuriyet, “Sümela Manastırı’nda Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü ayini.”
[18] Ermeni Haber, “Sümela’da Meryem Ana Yortusu kutlaması için başvuru var, yanıt ise yok.”
[19] Karar, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[20] Serbestiyet, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[21] BirGün, “Sümela Manastırı’nda Meryemana Yortusu Ayini yapıldı.”
[22] İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “Türkiye’de İnanç Özgürlüğü ve Kültürel Etkinliklere Erişim,” 2020.
[23] Avlaremoz, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[24] İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “Türkiye’de İnanç Özgürlüğü ve Kültürel Etkinliklere Erişim,” 2020.
[25] HyeTert, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[26] Avlaremoz, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[27] Travelertopia, “Bin Yıllık Sessizlik: Sümela Manastırı’nın Efsaneleri ve Sırları.”
[28] BirGün, “Sümela Manastırı’nda Meryemana Yortusu Ayini yapıldı.”
[29] Avlaremoz, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[30] HyeTert, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[31] Cumhuriyet, “Sümela Manastırı’nda Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü ayini.”
[32] BirGün, “Sümela Manastırı’nda Meryemana Yortusu Ayini yapıldı.”
[33] Serbestiyet, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[34] Karar, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[35] Avlaremoz, “Meryem Ana Yortusu Provokasyon ve Gecikmeye Rağmen Trabzon Sümela Manastırında Kutlandı.”
[36] Travelertopia, “Bin Yıllık Sessizlik: Sümela Manastırı’nın Efsaneleri ve Sırları.”
[37] İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “Türkiye’de İnanç Özgürlüğü ve Kültürel Etkinliklere Erişim,” 2020.
[38] Karar, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[39] Serbestiyet, “Sümela Manastırı için Atatürk’ün verdiği izin.”
[40] Cumhuriyet, “Sümela Manastırı’nda Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü ayini.”