Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi “Ayasofya siyasete açılıyor” şeklindeki yaklaşımları da yanlış buluyorum. Tam aksine, Ayasofya cami olarak ibadete açılırsa, işte o zaman siyasete kapatılmış olacak." Diyor. Ayasofya'nin tarihini Sultan Mehmet ile okuyan Selvi Ayasofya'nin siyasete açılmasının miladını ise 24 kasım 1934 yılı yani Ayasofya'nin müzeye dönüştürüldüğü gün olarak görüyor. Selvi yine 1950'lı yıllardan beri meydanlarda 'Ayasofya'nın zincirleri kırılacak ' sloganlarını hatırlatarak bu kararın milletin vicdanına sığmadığını "Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet’in vasiyetine uygun olarak ibadete açıldığı zaman, siyasi bir koz olmaktan çıkacak. " diyor .
Biz Helen Haber olarak diyoruz ki : "Abdülkadir Selvi gibi milat olarak Ayasofya'nin işgal edildiği dönemi ele alırsanız ve üzerinden yıllarca meydanlarda ' Ayasofya'nin zincirleri kırılacak ' sloganını sağ ve muhafazakar siyasetin demogoji malzemesi haline getirirsiniz doğruyu bilmeyen insanlarda bir beklenti yaratabilirsiniz ama bu yalanlarınızı saklamak için bahane olamaz diyoruz. Ayasofya işgal edilmiş bir kilisedir. Dediğiniz gibi siyaseten istismarı ortadan kaldırmak istiyorsanız o zaman aslı, kuruluş nedeni neyse ona dönüştürülmesi gerekir.Ayasofya zorbalikla, işgal ile ,tecavüz ile camiye dönüştürülmüştür. Ne yaparsanız yapın bu gerçeklik değişmez. Burada siyâset istismarı varsa bunu Abdülkadir Selvi'nin içerisinde bulunduğu siyasi gelenek yapmıştır ve hala da bu demogoji devam ediyor . İşin ilginç olanı da bu yazıyla aslında yaptıkları demogojiyi de itiraf etmiş oluyorlar . Bu yazı vesilesiyle hukümeti tüm dünyada infal yaratan bu karardan vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz. "
Siz Helen Haber okurları için Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'nin köşesinde ki yazısının Ayasofya bölümünü sizler ile paylaşıyoruz
"Sosyal medyada Danıştay 10. Dairesi’nin Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması yönünde karar verdiği haberleri dolaştı.
Değerli hukukçulardan oluşan Danıştay 10. Daire’nin usul ve esasa ilişkin bir hata yapmamak için kılı kırk yardığı anlaşılıyor, doğru olan da bu. Verecekleri kararın hukuki temellerinin sağlam olmasına özen gösteriyorlar. Çünkü bu karar aynı zamanda tarihe mal olacak.
Ayasofya konusunda siyasi konjonktür müsait. Kamuoyu ise tarihi bir hatanın düzeltilmesini bekliyor. Bu aşamada “Ayasofya siyasete açılıyor” şeklindeki yaklaşımları da yanlış buluyorum. Tam aksine, Ayasofya cami olarak ibadete açılırsa, işte o zaman siyasete kapatılmış olacak. Çünkü Ayasofya 24 Kasım 1934 tarihinde müzeye dönüştürüldüğü günden bu yana zaten siyasete açılmıştı. 1950’den bu yana seçim meydanlarında “Ayasofya’nın zincirleri kırılacak” sloganları eksik olmadı. Çünkü o karar milletin vicdanına sığmadı. Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet’in vasiyetine uygun olarak ibadete açıldığı zaman, siyasi bir koz olmaktan çıkacak. Çünkü mağduriyet ortadan kalkacak. Hem ayrıca yarın seçim mi var? 2023’te yapılacak olan seçime kadar daha 3 yıl var. Bakalım o zamanın siyasi konjonktür nasıl oluşacak? Seçmen 3 yıl sonra Ayasofya’ya göre mi oy kullanacak?
AYASOFYA CAMİ OLUYOR MU?
Sosyal medyada Danıştay’ın ‘Ayasofya’nın cami olarak açılmasına karar verdiğine’ dair haberler üzerine bir araştırma yaptım. Danıştay’ın kararının 10 Temmuz Cuma günü açıklanması bekleniyor. Ancak Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması yönünde karar alınmış. Asıl önemli olan nokta buydu. Danıştay 10. Dairesi bu milletin 86 yıldır hasretle beklediği karar verdi. Ayasofya’ya vurulan yasaklar zincirini kaldırdı. Ancak kararın, yazılması ve imzaların tamamlanması sürecinden sonra açıklanması bekleniyor.
Danıştay 10. Daire’nin Ayasofya’nın cami olarak açılması kararını oybirliğiyle aldığı ve kararın 10 Temmuz Cuma günü açıklanacağı söyleniyor.
Ayasofya mücadelesinde yarın tarihi bir gün." Yazının devamını okumak için tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder