18 Ekim 2020 Pazar

Tamer Çilingir yazdı | Andreadis'in arşivindeki Atılım gazetesi

Kosta Sidiroupolos Trabzon'un Maçka ilçesinden Pontos Rum Soykırımı Yunanistan'a sürgün edilen bir ailenin çocuğuydu. 28 Kasım 2017 günü kalp krizi geçirerek yaşam gözlerini yumduğu ana kadar Pontos Rum Soykırımı'nın ihtilafının önünde yer alan isimsiz kahramanlardan biriydi.

O, sadece soykırım ve sürgün süreci kurbanlarının acılarını değil, geride kalanların yaşadıkları acıları da yüreğinde hisseden bir insandı. Pontos'ta yaşayan insanlarla kurduğu olumlu ilişkiler bunun göstergesiydi.

80'li Almanya'da işçi olarak çalışan Trabzonlu, Samsunlu, Giresunlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Müslüman ailelerle 100 yıl önce Yunanistan'a sürgün edilen daha sonra Avrupa'ya geldi Pontoslu ama Yunanistan'da işçi olarak çalışan Trabzonlu, yemekli ve müzikli bir gece organize eder.

Kendisi inançlı bir Hristiyan'dır ama geceye olan uygulamalarini tek tek önceden uyarır. Gecede kimse Hristiyanlık propagandası yapmamalıdır, yemeklerde kesinlikle domuz eti olmamalıdır. Birbirinden koparılmış olan bu insanların yeniden bir araya gelişi birleştirici olanın kemençe ve horon olduğunu düşünür Kosta. Kemençe ve horon ile başlar gece, misafirler teker teker gelmeye başlar salona. O mesaj gömleğinin neredeyse beline kadar açık ve göğsünde kocaman altın bir haç olan genç girer salona. Kosta hemen bu genci uyarır ve bu yaptığının abartılı olduğunu o haçı gizlemesini ister. Genç alaylı bir üslup ile isteğini ret edince onu zorla salondan çıkarır. Yıllarca bu tavrı eleştiri konusu olsa da o iki acılı bir araya gelebilir için elinden geleni ardına koymaz.

Eşi Eleni elinde 1999 yılında yayınlanmış bir gazetenin kupürüne iliştirilmiş bir ile geldi bir gün.

"Sevgili Eleni (Sidiropoulou) ve Kosta (Sidiropoulos) 
Kalamaria 1.10.1999

Pontus 'inatçılığına' ve doğal Helen 'iyimserliğime' rağmen, kendimi yorgun ve hüsrana uğramış hissettiğim zamanlar da oldugunu itiraf etmeliyim. Neyse ki, 1960'tan günümüze kadar Türkleştirilmiş Rumlar ve özellikle Müslüman Pontuslu kardeşlerimiz için yürüttüğümüz mücadelemizi devam ettirmemizde sevginizle, coşkulu ve aktif olarak bana destek veren ve güç veren sizin gibi insanlar var. Hayal edemeyeceğiniz tükenmez bir güç veren, genel olarak ortak Pontus mücadelesine verdiğiniz destek için teşekkür ederim. Takdire şayansınız.

Kardeşiniz Yorgo Andreadis "

Gazete kupürünün üst kısmına Helence el yazısı ile iliştirilmişti bu değil. Eleni gözleri dolu dolu artık aramızda olmayan hem Kosta'dan hem de Yorgo'dan gururla söz edildiğinde bu belgeyi benimle paylaşıyordu.

PERSONA NON GRATA - İSTENMEYEN İNSAN YORGO ANDREADİS
Yorgo Andreadis hem Yunanistan'da hem de Türkiye'de özellikle Pontos'ta yüz yıl önce yaşananları anlattığı bölümleri ile uzman birisiydi. Pontos üzerine gerçeklere dayanan kısa hikayeler ve romanlardan 22 kitap yazmıştı. Mısır yedisi Türkçeye çevrilmiş ve Türkiye'de yayınlanmıştı. En hakanı ise Tamama adlı kitabı idi. (Bu arada Belge Yayınları önümüzdeki ay Tamama'nın 7. Baskısının çıkacağını açıkladı.)

Almanya'da yaptığımız konuşmada Karadeniz'e seslenen Yorgo Andreadis şöyle diyordu:

"Biz sizi ne dost ne de komşu sayıyoruz. Biz sizi kardeş sayıyoruz. Dünyada Müslüman inancına sahip ve Kuran'a inanan milyonlarca insan var. Yine dünyada Hristiyan inancına sahip ve İncil'e inanan milyonlarca insan var. Ama dünyada sadece biz kemençeyi seviyor, kemençe ile oynuyor ve kemençe ile mezara gidiyoruz. "

Yorgo, yaşı küçük geriye rağmen Yunanistan'ın Nazilerce işgaline de tanık olmuştu. Kendisini o yıllar için "yalın bir seyirci" olarak tanımlayacaktı. İşgal dönemindeki şiddet, büyüklere yönelikti. Onu ve küçükleri, yine onun deyimiyle, açlık tehdit ediyordu sadece o arabayla.

Devlet baskısıyla ve iktidarın gücüyle ise 19 yaşında tanışacaktı. Üniversitede okumak için Almanya'ya gitmeye karar verdiğinde pasaport başvurusuna bir türlü yanıt alamıyordu. 1955 Haziran ayından Kasım'ına kadar alamadı pasaportunu. Sonuçta "hatır için" pasaportunu alabildi. 1954 seçiminde ailesinin, özellikle erkek kardeşinin "solcularla iş birliği" içinde olması idi pasaportun verilememe gerekçesi.

IRKÇILARIN TEPKİSİNİ ÇEKTİ
Kitapları ve kurduğu dostluklar iki tarafın; Yunanistan (az sayıda olmak olmak kaydıyla) ve Türkiye ırkçılarının tepkisini çekti. Yunanistan'da 'Ankara'nın paralı ajanı' iftirasıyla karşılaştı. Yaptıklarıyla Yunan milli duygularını körelttiğini iddia ediyordu, Yunanistan'daki çevreler. Bir radyo programına telefonla katılan kişi Yorgo Andreadis'e "Sayın Andreadis, kitabınızı İzmir'de tanıtmak Pontos'un Helen söyleyebildiniz mi?" diye bir soru sordu. Yorgo, 'Unuttum. Ancak öteki sefer gittiğimizde sizi de yanıma alacağım, diye yanıt verdi.

Türkiye cephesinde ise olaylar daha planlı şekilleniyordu. Giresun Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük, Andreadis aleyhinde kampanya başlattı. Küçük, serbestçe satılan kitaplarının el altından dağıtıldığını iddia etti. Andreadis hakkında "Pontusçu" diye haberler çıkmasını sağladı.

4 Aralık 1998 Cuma günü Türkiye'ye, Yeşilköy Havalimanı'ndan giriş yapmak isteyen Yorgo Andreadis'in eline sınır dışı edildiğine dair bir belge verildi. O günden itibaren Türkiye'ye kullanımı yasaklandı.

Kendisine verilmeyen ama Yunan Dışişleri Bakanlığı'na bildirilen sınır dışı gerekçesi şöyle idi: 

"Türkiye'de güvensiz kişidir.Türk halkının güvenliğini ve huzurunu güçlerle işbirliği içindedir ve Türk devletini tehdit edenlerle birlikte hareket eder." 

Bu nedeni 'git' denmiştir.

Yorgo Andreadis ilerisinde kampanyalar devam etti. Kâh Ankara'da Turkish Daily News, kâh Milliyet ve Hürriyet gazeteleri, kâh televizyon programlarıyla Hulki Cevizoğlu, bu kampanyanın öncülüğünü kaptırmamak için yarıştı.

ERDOĞAN'A YAZDIĞI MEKTUP
Bir gün Türkiye'ye gidebilmek için yıllarca bekledi, bu arada dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazarak Trabzon'a gömülmek istediğini söyledi. Mektupta şu sözlerle yaşadığı hasreti ifade ediyordu:

"10 yıl bekledim. Bana 'AİHM'ye git' dediler gitmedim. Dava açmadım. Sabırla bekledim, bu haksızlığın giderilmesini, iftiraların alınmasını. 73 yaşında olduğumu ve bana karşı yapılan adaletsizliğin giderilmesi için daha birkaç 10 yıl bekleyecek zamanımın kalmadığını hesaba katın Gerçekten. de bu adaletsiz, yersiz ve kabul edilme kararı verilecek düzeltemeyecek durumdaysanız ve Türkiye'ye girişimin yasaklanmasındaki ısrarınız sürüyorsa, o zaman lütfen arzumun yerine getirilmesine ve ecelim geldiğinde, 90 kuşaktır atalarımın ebedi istirahatgâhlarında yattıkları Trabzon'a gömülmeme izin verin verin. "

30 Aralık 2015 tarihinde ayrıldığında Trabzon'a gömülmesine izin verilmedi.

30 Aralık 2015 tarihinde ayrıldığında Trabzon'a gömülmesine izin verilmedi.

ELEN'NİN ELİNDEKİ GAZETE ATILIM'DI
Eleni'nin getirdiği, Yorgo Andreadis'in arşivinde yer alan gazete Atılım Gazetesiydi. 22 Mayıs 1999 tarihinde yayınlanmıştı ve '19 Mayıs 1919 Samsun ve yitik ülke Pontos 'başlığını taşıyordu. Andreadis'in arşivinde yer almasının sebebi tabi ki içeriği ile ilgiliydi. Yüz yıllık cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez sol, sosyalist bir yayın organı pontos'a ve yüz yıl önce yaşlarda çocuklara bakış açısıyla kaleme alınmıştı.

19 Mayıs 1919'da Antik çağdan bugüne Pontos'un konuşma ile konuşma ile yazarak Samsun'a çıkanların bir kurtuluş savaşı değil Rumlara yönelik bir soykırım gerçekleştirdiğini anlatıyordu.


"Bugün yitik ülke Pontos'un çocuklarının yaratanlar, şatafatlı gösterilere hazırlanıyorlar.

Son gece fener alayı düzenleyecekler. Önce Kanavkariz'den (Mert rrmağı) geçecek olan alay, dere boyunca katledilen Pontosluların bu dereye bilerek atıldığını. Oradan Saathane Meydanı'na gidilecek ve Pontosçulukla aşağılananların asıldığı Kavlağan (çınar) hakkında önünden geçip bu meydanda vapurlara bindirilmek için bekleyenlerin insanların haykırışlarına aldırmayacak bu alay. Sonrasında Pontos Hükümet binasının önünden geçilip Zito Sotiriu (Yaşasın Kurtuluş), Zito Elefteria (Yaşasın Özgürlük) seslerin İstiklal Mahkemelerinde kaleme kırarak cevaplayacaklar. Ve en sonunda bir dönem yasakladıkları kemençe eşleştirme kültürümüzün ne kadar zengin değildiklerinde, Çarşamba Çifteteliisi, dik horon (...) oynayacaklar ve sözlü pontos yapımının bir parçası olduğunu yapacaklar. "

Kaynak: Etha

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder